Aşağıda yan yana yerleştirdiğim fotoğraflardan ilkini, Google’a göğüs yazarak bulduğum sonuçlar içinden seçtim. İkincisi ise, meme ile ilişkilendirilen kayıtların sonuçlarından biriydi. Her iki kelimenin görsel karşılıklarını merak etmeme sebep olan ise son okuduğum kitap oldu.
Kendi kadınlık deneyiminden yola çıkarak, 21. yüzyılda içinin boşaltıldığını, suistimal edildiğini düşündüğü feminizmi yeniden tartışmaya açan yazar, feminizmin dar bir çevre ve çerçeve içinde ele alındığından yakınıyor ve onu sadece akademisyenlerin tekelinde olamayacak kadar önemli buluyordu. “Geleneksel feministlerin” aksine, onların "küçük, aptalca ve günlük problemler" olarak tanımladıkları meselelerin kadın olmaya dair önemli ipuçları içerdiğini iddia ediyordu. Onun “eğlenceli olmalı” dediği kadar aksi/sinirli bulmuyorum bu kavramı ama gündelik olanın iktidarını da önemsiyorum. Bu nedenle kendi çağrışımlarımın izinden gidebilmek için kitaptan bir alıntıyla başlamak istiyorum.
Yazarın, östrojen, bir çift meme ve adet kanamasıyla girdiği 13. yaş gününden başlayarak didiklediği tüm kadınlık halleri, her defasında sembolik bir tartışmayla sonlanıyor. Nitekim kız kardeşiyle birlikte memelerine ne isim koyacaklarına dair yaptıkları tartışma, gazete ve dergilerin kullandığı dili sorunsallaştırmalarıyla noktalanıyor:
“Göğüs, beyaz yakalılara ve çalışan sınıfa aittir. Bangladeş’ten ya da Bahreyn’den göğüsler görmeyiz. Göğüsler kansere yakalanmaz. Hastalanan memedir. Meme pozitif bir senaryonun içinde olmaz. Meme kötü haber demektir. Tıpkı vajina gibi, meme de muayene edilir, gözden geçirilir.”
Google yardımıyla kısa bir tarama sonrası, gazetelerin internet sitelerine yansıyan “haberler”in, bu önermeyi doğrular nitelikte olduğunu görmek mümkün.
GÖĞÜS: Göğüs farkıyla öndeler! - In Touch Dergisi Hollywood'un en güzel göğüslü kadınlarını belirledi - Büyük göğüsler, dar kıyafetler – X’in göğüs frikiği - Balkonda göğüs şov…
MEME: Meme kanserini önleyici aşı - Meme kanserini donduran yöntem - Meme kanserinde yaşam süreleri - Meme kanserinden güçlenerek çıkmanın yolu…
Aksini yansıtan örnekleri bulmak, burada yapmaya çalıştığım tartışmayı sonlandırmayacağı gibi ben, “iyi meme” ve “kötü meme” üzerinden Melanie Klein’ı hatırlayarak, daha kişisel bir sıçrama yapmak istiyorum. Nitekim blogda pek çok örneğinin bulunduğu gibi, bilinçdışı fantezi faaliyeti dış dünyada yer alan güncel olaylara sızar ve bunlara anlamını verir. Güncel ilişkiler daima iç dünyada yer alan bilinçdışı fantastik ilişkiler çerçevesinde değerlendirilir, duygusal olarak yorumlanır.
Bütün çalışmalarında çocuğun ilk nesne ilişkisine, yani annenin memesi ve annesiyle ilişkisine büyük önem veren Klein’e göre meme, bebek için sadece fiziksel bir nesne değildir. Bebek, bütün içgüdüsel arzuları ve bilinçdışı fantezileri, yani sağladığı gerçek fiziksel beslenmenin çok ötesinde özellikler yüklüyordur memeye. Meme, içgüdüsel bir biçimde besin kaynağı ve dolayısıyla daha derin bir anlamda yaşamın kaynağı olarak algılanır. Eğer herşey yolunda giderse doyurucu memeyle bu zihinsel ve fiziksel yakınlık, yitirilmiş olan o doğum öncesi anne-bebek birliğini ve buna eşlik eden güven duygusunu bir ölçüde yeniden kurar. Böylece iyi meme içe yansıtılır.
Analitik bir yaklaşımla kötü meme içe yansıtılamayandır!