Dün akşam izlediğim bir programın, yaklaşık 1 dakikalık bölümünü kaydetmek istedim buraya. Aşağıdaki anlar/fotoğraflar, Güven İslamoğlu'nun nisan ayında yayınlanan ve "yok olan Anadolu köy kültürünü" ele aldığı "Yeşil Doğa" isimli programından. Isparta'nın Sütçüler İlçesi Darıbükü Köyü de bu köylerden biri. Sadece yaşlıların kaldığı Darıbükü, Kasımlar Barajı'nın tehdidi altında. Niyetim, daha önce blogda sözü edilen bu tür bir saldırganlığın/şiddetin yıkıcılığını tekrar etmek değil. Tüm gün aklımdan çıkmayan bu 2 kadın ve 1 evi, ölümden söz ediş biçimleri ve sembolik karşılıklarıyla uzun uzun düşünebilmek. Dileyenler programın tamamına buradan ulaşabilir.
- Çok güzel bir eviniz
var. Ahşap.
- Var ama sahipleri öldü.
- Sahibi kalmadı?
- Kalmadı.
- Ne olacak şimdi? Baraj
yapılınca size çık mı diyorlar?
- Öyle olacak heralde,
anlaşılan baraj buraya geldi mi git diyecekler.
- Nereye gideceksiniz?
- Bakalım ne yapacağız, o
gün bir gelsin bakalım.
- Hükümet büyük, karara
kor.
- Hükümet bir yere
yerleştirir?
- Ne yapalım kulaklar
duymuyor, gözler görmüyor.
- Peki buradan ayrılmak
istiyor musunuz?
- Ayrılır mıyız? Burası evimiz.
- Belki öleceğiz baraj
gelinceye kadar
- Allah uzun ömür versin
niye?
- Yok canım sende
- Peki sizi götürdükleri
yerde yaşayabilecek misiniz?
- Biz ölürüz o zamana
kadar
- Ölürüz o zamana kadar
- Ölürüz biz
- Yok çok dinç gördüm sizi
- Yok çok dinç gördüm sizi