Kadınlar Tuvaleti |
İsimsiz |
Yanda
gördüğünüz üç fotoğraf da Çağla Cömert’e ait. Kadınlar Tuvaleti isimli ilkini,
geçtiğimiz yıl şubat ayında, bedenden atılan ama bedende yeniden üretilenler
üzerine düşünmek istediğim için paylaşmıştım. Zira Julia Kristeva'nın dediği
gibi, "dışkı"nın tabuları ihlal eden ve özgürleştirici bir anlamı vardı! Diğerleri ise, tamamen tesadüf sonucu bugüne, yine şubat ayına rastladı. Joan
Raphael-Leff’in “Pregnancy: The Inside Story” başlıklı kitabından aşağıdaki
alıntılarla doğrudan ilişkili bu iki fotoğraf, benim için
birincisinden bağımsız değil. Nitekim ayna karşısında, birbirinden farklı gibi duran
iki durumu yansıtan fotoğraflar, bana ait zihinsel bir kurguyla, bir
sürecin bütünlüğünü anlatmak için alt alta geliyor:
Border |
Bir
bedende iki kişi, biyolojik bir bilmecedir. Zira anne olacak beden, kısmen
kendine yabancı bir bedenin ikametine izin verebilmek için, kendi bağışıklık
sistemini baskılar. Bunu, psikolojik olarak da yapar. Çünkü hamileliği
içselleştirebilmek için, gebeliğin başındaki tehditlerle başa çıkmak
zorundadır. Anlam, dış gerçeklikle iç içe geçmiş ruhsal gerçekliği besleyen plasentanın
dışına taşar.
Bu
içsel hikâye, her hamilelikte farklılaşır. Kadının iç dünyasına göre
şekillenir. Hayal edilen bebek ile rahimdeki embriyo yan yana gelir. Daha
gebelik gerçekleşmeden önce bile, bilinmeyen bebek, kadının bebek bekleyen iç
dünyasında çizilir, bu dünyanın içinde önemli diğer ilk figürlerin arasındaki
yerini alır ve yatırım yapılır. Sağlıklı bir ruhsal yapılanma içinde dahi,
tüm bu bileşenler nadiren uyum içindedir. Hikâyenin tüm unsurları, birbirini sürekli
tetikleyerek, işleyerek yeni formüller üretir."
Böylece eski sınırlar ihlal olur, yeni sınırlar çizilir...
Böylece eski sınırlar ihlal olur, yeni sınırlar çizilir...