16 Mart 2011

Optik Bilinçdışı

Kaydın ismi Walter Benjamin’e ait. Sinema için kullandığı bu ifade, şu günlerde yeniden izlediğim Twin Peaks’le ne kadar da örtüşüyor. 90’ların başında çekilen dizi, geçtiğimiz hafta Youtube çağrışımları sayesinde çıktı karşıma: Piyanonun başında Angelo Badalamenti, 30’lu yaşlarıma aktardığım birkaç huzursuz sahneyi tetikleyen filmin müziklerini, David Lynch ile nasıl adım adım inşa ettiklerini anlatıyordu. Bu rastlantıyı davet kabul edip, pek çoğumuz için benzer etkilere sahip bu tanıdık ses ve görüntülere yakından bakmaya karar verdim. Zamanı esneten internet sayesinde, elbette ulaşmak zor olmadı. 
Zamanda yolculuk diziyle de sınırlı kalmadı. 7 Mayıs 1990 yılına ait New York Magazine, Google Books ile tam karşımdaydı. Her perşembe dikkatle izlenen dizinin ikinci bölümü, belli ki epey sarsıcı olmuştu. Kimse Ajan Cooper’ın gördüğü rüyaya anlam veremiyordu. Üstte legolarla sahnelenen bu rüya, dizi boyunca göreceğimiz diğerleri gibi, çözülmeyi bekleyen bir koddu. Kod kırılınca, suç da çözülecekti.
Cooper, Laura Palmer cinayetini, rüyalarını ve hatta hipnozu kullanarak, kasabalının pek de alışık olmadığı biçimde araştırır. Kehanet gibi görünen bu “irrasyonel” durum, aslında rüyalardan bilinçli yaşama arda kalanları yorumlamanın mahsulüdür. Ne de olsa rüyalar kişinin psikolojik dünyasının ana motifleridir. Yani Cooper’ın rüyaları, onun bilinçdışının ürünleridir ve tüm bunları anlamlı kılacak tek kişi de odur. Tıpkı bu rüyayı, diziyi izleyen bizlerin, gördüklerimizi ancak kendi bilincimizin dışında kalanlara ulaşmak için kullanabileceğimiz gibi.
Öte yandan, rüyanızda gördüğünüz ayakkabının ya da saçın, bardağın ya da aklınıza gelebilecek herhangi bir şeyin ne anlama geldiğini, sizin adınıza “yorumlayan” internet sitelerinin birinde, bize ait gerçekliğin ta kendisi olan rüyalar, bakın nasıl da bizden bağımsızlar!
  • "Gündüz haşır neşir olduğumuz, üzerine çok düşündüğümüz, merak ettiğimiz konuları, gece rüyamızda görürüz. Bunların bir kısmı yorumlanmaya değer olsa da bir kısmı sadece evham ve kuruntudan ibarettir. 
  • Net olmayan, karma karışık, bir konudan diğer konuya geçen, korku yüklü olan rüyalar vardır. Bunlar sarhoşken, yani kendini bilmeden, şeytan tarafından insanı korkutmak için görülen rüyalardır. Şeytani rüyalar, yalan rüyalardır. 
  • İnsanlara bir mesaj vermek için gösterilmiş, yorumu yapılması gereken, ibret ve ders alınması, iyi algılanması gereken rüyalar da vardır."
David Lynch, daha sonra filmi de çekilen TV serisi için şöyle diyor: “Twin Peaks'de pek çok tuhaf şey gördüm. Bana öyle geliyor ki, insanlar size sadece bildiklerinin % 10’unu anlattılar. Geri kalanını keşfetmek size kalmış.”
Tıpkı rüyalar gibi…