19 Ekim 2010

Avrasya Maratonu



Birdirbir oynayan da vardı, tenis de! Türkmenistan’ın bağımsızlığı için slogan atan da vardı, Trabzonspor bayraklarıyla tezahürat yapan da… Sivil ve son derece renkli Avrasya Maratonu’nun en akılda kalanı ise benim için çocuklardı. Aileleri ya da okullarıyla organize olup gelenlerin dışında, aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz iki grup oldukça dikkat çekiciydi.

Fotoğraflar üzerine düşünürken, pankartta yazan “Hakkâri” vurgusunun izinden gitmeye karar verdim. Ellerine tutuşturulan dövizlerle ötekileştirilen bu çocuklar, meğer 2 yıl önce başlatılan “Taş atma, gol at” projesi çerçevesinde kurulan futbol takımının oyuncularıymış. Hakkâri’de doğup büyüdükleri için, sadece top oynamaları yetmiyor elbette. Gazete başlıklarından öğreniyoruz ki,  bu çocuklar Hakkâri’nin Ronaldinho’ları! Hatta Hakkâri Valisi Muammer Türker, bu “proje çocukları” tanıtırken, Türkiye’nin her bakımdan dünyanın önemli bir gücü olma yolunda ilerlediğini ve bunu spor alanında da göstermek istediklerini söylüyor! Çocuklar da çırpınıyor: “Hakkâri’yi taş atan değil, top atan çocuklar olarak duyurmak istiyoruz, Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmek istiyoruz.”
Hakkârili çocuklar badmintondan sınıfta kalmış olacaklar ki, şimdi futbolla parlatılıyorlar! Zira gazetelerden öğrendiğimize göre 2009 yılında il genelinde yaklaşık 2 bin badminton malzemesi, yüksek bürokratların sembolik maçları eşliğinde okullara dağıtılmış!
  • Akşam: Polise taş atan çocuklar takımı - 29 Ağustos 2009
  • Akşam: Taş değil gol atan çocuklar - 8 Ekim 2010
  • Star: Hakkârili Ozan taş değil top attı, İsviçre’den teklif aldı - 9 Ekim 2010
  • Zaman: Taş değil, gol atmak istiyorlar - 3 Eylül 2010
  • Zaman: Hakkâri’nin Ronaldinho’su - 17 Nisan 2010
  • Habertürk: Taş atan çocuklar Almanya’da ikinci oldu - 28 Mayıs 2010
  • Radikal: Hakkârili çocuklar artık taş yerine gol atacak - 17 Nisan 2010
Hemen hemen tüm gazetelerde yer bulan bu haber, belli ki insanlara iyi geliyor. Bana ise farklı seslere, alternatif yayınlara ne kadar ihtiyaç olduğunu hatırlatıyor. Bu taraflı ve sorunlu dil, yayınların içerik çözümlemelerinin yapılmasıyla ancak ortaya konabilir.
Bu ayırıcı bakış açısı sadece gazetelerle sınırlı değil. 2005 yılında “İstanbul’da yaşayan çocukların çeşitli problem ve taleplerini ifade etmelerini ve çözüm üretiminde yardımcı olmalarını sağlamayı” amaçlayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi’nin üyeleri, 39 ilçeden 8-15 yaş arası “seçilmiş, başarılı çocuk”lardan oluşuyor.  Söz söylemek başarıdan geçiyor!
İstanbul ya da Hakkari, fark etmiyor, “büyüklerin” konforu hiiiç bozulmuyor.