4 Ocak 2011

Kesişim Noktaları

1996 yılında başlayan ve halen devam eden, online takip edebildiğiniz ama sonuçlarından çok, yolculuğun kendisinin kıymetli olduğu bir arayıştan, “projeden” bahsedeceğim. Dünyayı enine ve boyuna kesen “hayali” çizgilerin kavşaklarına doğru, insanın hem kendisiyle, hem başkalarıyla hem de doğayla kesiştiği noktalara yapılan bir yolculuktan.
Geçen sene doğayla buluştuğum koordinatlar 40° 52' 50"K 41° 10' 12"D
Alex Jarret’in önderliğinde kurulan confluence.org, dünyanın her yerinden gönderilen fotoğraflar ve yol hikâyeleriyle, enlem ve boylamların birleştiği muhtemel 64,442 noktayı belgelemeyi ve özellikle de zaman içinde muhtemel değişiklikleri izleyebilmeyi amaçlıyor.
Başarılı bir deneme için katılımcılar, seçtikleri noktaların en az 100 metre yakınına kadar gidiyor; kuzeyden, güneyden, doğudan ve batıdan fotoğraflar çekiyor ve elbette ellerindeki navigasyon cihazındaki verileri görüntülüyor. 
Türkiye’de, toplam 100 kesişim noktasının 81’ine ulaşılmış. Henüz gidilmeyen 17 noktanın 9’u denizde. Van-Çaldıran İlçesi Çayır Köyü’ne 4 km uzaklıktaki koordinatlar ile Artvin-Ardanuç’taki Meşeköy’ün yakınlarındaki kesişim noktaları ise tamamlanmamış görünüyor.  Ağrı Dağı’na tırmanmak için 2007 yazında bölgede olan Karl Bryk, Van üzerinden belirlediği dönüş rotasına bir deneme sıkıştırıyor ama zamanı olmadığından ve işaretlense de yolların durumunu bilmediğinden, kesişim noktasına ancak 16,3 km yaklaşabiliyor.
Philipp Funovits and Katharina Gugerell ise tatillerini tamamiyle bu koordinatları bulmak üzerine planlayanlardan. 2009'da Rusya’da belirledikleri iki noktayı keşfettikten sonra geldikleri Trabzon’da, kalan günlerini en yakın kesişim noktasını bulmaya ayırıyorlar. Kiraladıkları arabayla Karadeniz sahil yolundan başlayan yolculukları, kimi zaman “ne yaptıklarını merak eden” polisler, kimi zaman da Karadeniz’in olağan bir görüntüsü haline gelen yol çalışmaları nedeniyle aksıyor. Uzun ve yorucu keşif yolculukları, havanın kararmasına yakın, kesişim noktasına 4,5 km kala bitmek zorunda kalıyor.
“Bilinmeyen” noktaya ulaşılsa da ulaşılmasa da, her yolculuk kendi unutulmaz hikâyesini yaratıyor.
Peter Thompson (Tekirdağ, Hacısungur, 2005): Ana yoldan ilerleyebildiğim kadar ilerlemiştim. Daha yeni sürülmüş araziden geçmem gerekiyordu. Bir çiftçi beni traktörüne aldı. Ben Türkçe konuşamıyordum o da İngilizce. Ama GPS’deki oku görüyordu. Yaklaşık 400 metre kala beni traktörden indirdi. O da başka bir tarlaya gitti.
Roman Winkler (Çanakkale, Hurma, 2004): İstanbul’a Çan üzerinden dönerken, yolculuğun başından yaklaşık 2 saat sonra Victoria ve ben, otobüs şoföründen durmasını istedik. Etrafta hiçbir yerleşim yerinin olmadığı bu yerde, şoför ve diğer yolcuların meraklı bakışları altında otobüsten ayrıldık. Anayoldan uzaklaştık. Çayırda otlayan 5 boğanın yanından geçmeden kesişim noktasını bulmayı başardık.
Kendini keşfetmek isteyenlere...
Türkiye’den projeye en çok destek veren Derya Duman (55 ziyaret), Tolga Kanık’ın (38 ziyaret) Türkiye’deki en yüksek kesişim noktası olan Antalya-Çimiköy yakınlarındaki koordinatlara, 2007’de gerçekleştirdikleri tırmanıştan: “İlk bakışta bu noktanın ulaşılabilirliği oldukça şüpheliydi… Nokta, yerleşimlerden çok uzak ve ıssız bir bölgede, üstelik de 2600 metrelik bir zirvenin çok yakınında görünüyordu… Uzun zamandır hayalimiz olan hedefimizi başarmıştık... Noktada görüntüleme işlerini hallettikten sonra yanındaki zirveye yöneldik. Zirveye Kesişim Tepe (2670 m) ismini verdik. Confluence ile ilgili bir kâğıda isimlerimizi yazıp bir kutu içerisinde zirveye bıraktık. Gittikçe şiddetlenen rüzgârdan kanatlanıp uçmamak için hemen inişe geçtik...”