6 Ocak 2011

Yolların Sonu... Ya Da Başı

Bir önceki kaydın sonundan devam edip, Türkiye’deki en yüksek kesişim noktasından, dünyadaki muhtemel en yüksek kesişim noktasına, Greg Michaels ve Mitch Dion’un, “hedefe” 37 km kala sonlanan yolculuğuna bakalım. 
Nepal sınırları içinde, 7132 metrelik Api Dağı’nın kuzey tarafında yer alan, oldukça az ziyaret edilen, tehlikeli tırmanış rotası, uzun yürüyüş mesafesi ve lojistik güçlükler yüzünden dağcılar tarafından bile tercih edilmeyen bölgeye, 5947 metreye yapılan seyahate…
İpler, kramponlar, ilk yardım malzemeleri… Ekipmanlar hazırlanır, tekrar tekrar haritalar üzerinden geçilir ve maceraları daha ilk gün, 1 Mayıs 2008’de başlar. Michaels’ın son dakika hazırlıkları otobüsü kaçırmalarına sebep olur. Neyse ki bir taksiyle otobüse yetişmeyi başarırlar:
Hop hop otobüs!
“Otobüs yolculuğumuz tüyler ürperticiydi. Keskin dönemeçleri çılgın hızlarla dönüyorduk. Frenler sanki iki metalin birbirine sürtmesi gibi sesler çıkarıyor, her seferinde bizi ön koltuğa yapıştırıyordu. Tepelerden aşağılara inince rahatladık ama bu sefer de yoldaki tümsekler ve çukurlar tehlikenin kendisiydi. Arkada oturduğumuz için daha da kuvvetli hisettiğimiz hoplamalar yüzünden Mitch, hafif de olsa yaralandı. Öğleden sonra 2 gibi başlayan otobüs maceramız ertesi gün sabaha karşı 5’te bitti. Bu saatler içinde uykunun bizim için daha çok bilinç kaybı demek olduğunu söylemeye gerek yok!”
Atarya’ya geldiklerinde 7 saat sürecek diğer yolculukları başlar. Üçüncü otobüslerine ise 2 saat dinlenebildikleri Siligai’de binerler. Bu son 5 saat ile birlikte yaklaşık 30 saati bulan otobüs yolculukları nihayet Golkoliswar’da biter:
“Yanımızda getirdiğimiz yiyeceklerden atıştırdık. Gideceğimiz bölgede yiyecek bulmanın neredeyse imkânsız olduğu söylendiği için, 7 gün yetecek kadar malzeme vardı yanımızda. Yolculuğumuzun tahminen 18 gün süreceğini düşünürsek, geçtiğimiz kasabalarda karnımızı doyurabileceğimiz umuduyla çıkmıştık yola. Bu arada Mitch o kadar susuz kamıştı ki, sindirim sistemi yediklerini tolere edebilecek durumda değildi. Ana yoldan ayrıldığımızdan beri, bir şişe suya rastlamamıştık. Neyse ki, dizanteri ve sudan bulaşan diğer hastalıklarla ilgili sayısız hikâyeye karşı, yanımızda su filtresi vardı.”
Hindistan solda, Nepal sağda
Ertesi gün, tüm yolların bittiği yere, Nepal ve Hindistan sınırını belirleyen Makahali nehrinin yanındaki Darchula’ya, 6 saatlik bir yolculukla ulaşırlar:   
“Her ne kadar gidiceğimiz bölgeye, Nepal’in kuzey batısına, yol olmadığı için yürümek 4-5 günü alsa da, aslında sınırın hemen diğer tarafında oldukça iyi durumda olan bir yol var. Problem şu ki, yabancılar sadece ülkenin güneybatısındaki sınırdan geçebiliyor. Onun dışındaki tüm sınır geçişleri Nepal’de yaşayanlar ve Hintliler tarafından kullanılıyor. Yine de deneyebileceğimizi düşünerek ertesi sabah köprünün karşısına geçtik. Görevliler tarafından durdurulmamızla etrafımızı kalabalığın sarması bir oldu. Sert bir ‘Hayır’ ile geri döndük. Bilgi almak için Darchula polis merkezine gittik ama orada da kimseyi bulamadık. Biz de yürüyüşümüze başlamaya karar verdik.”
Ağır çantalarla başladıkları yürüyüşlerinin bir bölümüne yolda karşılaştıkları bir adam, çiftçi bir kadın ve kızı da eşlik eder. Akşamüstü 5 gibi ilk buldukları düzlükte konaklamaya karar verirler. Fakat bu alanın katırlara ait olduğuru anlamaları uzun sürmez. Katırlar değil ama tam çadırlarını kurarken yakalandıkları yağmur, planlarını bozar. Geceyi katırcılarla birlikte, bir masa başında silik bir mum eşliğinde geçirirler. Kaldıkları odayı da 5 keçi ile paylaşırlar. Ertesi gün yağmurun etkisiyle kurşun gibi ağırlaşan çantalarıyla yaptıkları 2-3 saatlik yürüyüşün ardından oldukça güzel bir köye gelirler. Burada köyün iyi İngilizce konuşan öğrenmeni ve öğrencileriyle vakit geçirdikten sonra, kast sisteminin çeşitli katmanlarını temsil eden bir dizi köyden geçerler; Badighau-üst, Katigau-orta, Hut-sisteme dahil edilmeyenler…
Katır kampı!
Dhaulakot’a geldiklerinde su filtreleri bozulur:
“Tamir edemedik. Belki de bunu bir işaret olarak almalıydık çünkü o andan itibaren işler tersine döndü. Naji’ye geldiğimizde hava kararmaya başlamıştı ve sabahtan beri ağır yüklerimizle yollardaydık. Burada kalmaya karar verdik. 2000 metrelerdeydik ve burası ilk kez Api’nin karlı tepelerini görebildiğimiz yerdi. Buralarda görülen en son yabancı 5 sene önce bölgeden geçen bir grup dağcıymış. Onlardan da bir daha haber alınamamış.”
Naji, Michaels ve Dion’un yolculuklarının bittiği yer. Gece kaldıkları eve gelen polisler, geri dönmelerinin emredildiğini bildirirler. Kendilerinin Dhaulakot’ta ulaştığı konusunda Darchula’ya rutin bir bilgilendirme yapan memurun, telefonun diğer ucundan aldığı bir emirdir bu. Katmandu’daki merkezle bağlantıya geçerler, onlar izin almanın gerekli olmadığını polislere bildirirler ama iki merkezin kendi aralarındaki anlaşmazlığı sürer. Daha fazla problem çıkmasını istemeyen Dion ve Michaels da geri dönmeye karar verirler.  
İkisinin birlikte başarıyla buldukları en son kesişim noktası, 2003 yılında Rob Davis adındaki bir üçüncü arkadaşlarıyla birlikte gittikleri Japonya'da. Bu girişimlerini de ona, 2006 yılında Kenya’da, bir tırmanış sırasında düşüp hayatını kaybeden Davis’e adamışlar.